Çocuklarda Alerji Testi

Çocuklarda alerjik hastalıkların sayısı son yıllarda önemli ölçüde artmıştır.; %35'inde çeşitli gıdalara, polene, toza veya hayvan tüy ve epitellerine karşı duyarlılık görülmektedir (1). Alerjiler 0-18 yaş arası hastalarda önemli bir morbidite nedenidir. Yüksek riskli alerji vakalarına en iyi yaklaşım, anaflaksiye neden olan alerjenin saptanması, gerekli önlemlerin alınıp tedavi edilmesidir.

Alerjilerin nedeni tam olarak bilinmemektedir, genetik geçiş de önemli bir faktör olabilir. Ailesinde alerji öyküsü olan çocuklarda alerjik hastalıkların gözlemlenmesi olasılığı daha yüksektir. Çoğu zaman çocuklarda alerjiye atopik dermatit (egzama), ürtiker (kurdeşen) astım, ve alerjik rinit (saman nezlesi) gibi durumlar da eşlik eder.

Alerjilerin pek çok türü vardır; bazıları mevsimseldir, bazıları yıl boyunca hissedilebilir ve yaşam boyunca herhangi bir dönemde ortaya çıkabilir. Alerjenlerden kaçınmak, alerjik reaksiyonu önlemenin en iyi yolu olabilir. Çocuklarda ilk yıl inek sütü alerjisi gibi besin alerjileri ile daha sık karşılaşılmaktadır. Vakaların %85'inde 3 yaşına gelindiğinde ortadan kaybolur. Çocuklarda ilerleyen yaşla beraber ev tozu akarları, polenler, küf mantarları ve ilaçlara karşı alerjiler daha sık görülür.

Kaşıntı, döküntü, egzama, ürtiker gibi cilt şikayetleri, hapşırma, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hırıltılı solunum, öksürük, genizde akıntı, sık kulak iltihabı gibi üst solunum yolu şikayetleri, gaz, mide bulantısı, kusma, ishal, karın ağrısı gibi gastrointestinal şikayetleri alerji belirtileri olarak ortaya çıkabilir.

Çocukların çapraz reaksiyona bağlı alerjik durumlar da görülebilir. Örneğin huş ağacı polenine karşı zaten bilinen bir alerjik geçmişleri varsa, elma tüketirken alerjik semptomları tetikleyebilirler, çünkü elma bu tür polenlere benzer bir protein içerir. Henüz netlik kazanmayan nedenlerden ötürü, lateks alerjisi olan kişilerin kivi, kestane, avokado ve muz gibi gıdalara karşı alerjik reaksiyon geliştirme olasılığı daha yüksektir.

Çocuklarda alerji tanısı anamnez, tıbbi öykü ve ebeveynlerin gözlemlediği belirtilere dayanarak konur. Hikaye, tetikleyici mekanizmanın (muhtemelen IgE veya IgE olmayan aracılı) tanımlanmasına yardımcı olur. Eğer reaksiyonların IgE aracılı olduğu düşünülüyorsa, çocuğa alerjik semptomları tetiklediğinden şüphelenilen maddelere karşı salgılanan spesifik IgE antikorlarının tespiti için Prick testi ve/veya kan testleri önerilir.

Kişi, eğer bazı maddelerle temasından dolayı alerji oluyorsa, o maddenin belirlenip, uzaklaştırılması ile sorun çözümlenmiş olur.

Çocuk Alerji Panelinde aşağıdaki kategorilerden oluşan 27 alerjene karşı spesifik IgE'nin belirlenmesini içerir:

Çocuk alerjen panelini her bir bileşeni için kantitatif değerler vermektedir. Panel, pediatrik pratikte, alerjik semptomları olan çocuklarda "tetikleyici" alerjenlerin tanımlanmasında veya doğrulanmasında faydalıdır. Bu test için antihistaminik ilaçların kesilmesine gerek yoktur. Bu nedenle bebeklerde, ayrıca anafilaktik şok öyküsü olan veya yaygın cilt lezyonları olan çocuklarda tercih edilebilmektedir.

Spesifik IgE testlerinde pozitif sonuç, test edilen alerjenlere karşı duyarlılığı gösterir ancak alerji teşhisi için yeterli değildir; klinik bulgularla ve mümkünse oral provakasyon testinin sonuçlarıyla mutlak korelasyon gerektirir. Spesifik IgE testlerinde negatif sonuç alerjiyi dışlamaz.

Alerjinin tedavisi yoktur ancak semptomlar kontrol altına alınabilir. Onlarla baş etmenin en iyi yolu alerjenlerden kaçınmaktır. Çocukların eğitimi erken dönemde yapılır ve ebeveynlerin de konu ile ilgili bilgilendirilirler. Ayrıca alerjeni tükettiklerinde veya onunla temasa geçtiklerinde karşılaşabilecekleri reaksiyonlar hakkında da hazırlıklı olmaları sağlanır.

Çevresel alerjenlerden kaçınmak mümkün değilse çocuk alerji doktorunuz antihistaminik ilaçlar, göz damlaları ve burun spreyleri reçete edebilir.

Bazı durumlarda, tanımlanan alerjene karşı kademeli duyarsızlaştırmaya yardımcı olmak için immünoterapi önerilir. Ancak bu yalnızca toz, küf, polen, hayvan kılı veya böcek sokması gibi alerjenler için faydalıdır. Besin alerjisi durumunda bu tür tedavi uygulanmaz.

Serumda IgE antikorlarının (sınıf 1 veya üzeri) saptanması, diğer etyolojilere kıyasla alerjik hastalık olasılığının arttığını gösterir ve belirti ve semptomların ortaya çıkmasından sorumlu olabilecek alerjenleri tanımlar.

Serumdaki IgE antikorlarının düzeyi, sınıflandırılması kU/L olarak ifade edilen IgE antikorlarının konsantrasyonuna göre yapılır.

Dikkat Edilmesi Gerekenler 

Daha önce immünoterapi görmüş hastalarda takip için önerilmez.

Alerjenlere karşı klinik olarak önemsiz düzeyde duyarlılığı olan bazı bireylerin serumlarında artmış IgE antikoru düzeyi bulunabilir ve test sonuçlarının klinik bulgular ve diğer testlerle birlikte yorumlanması gerekir.

Serum IgE düzeyi belirgin olarak yüksek (>2500 kU/L) olan hastalarda nonspesifik bağlanma nedeniyle IgE antikorlarında yanlış pozitif sonuç çıkabilir.

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC2805592/
https://www.aafa.org/types-of-allergies/
https://www.bsaci.org/ Patients/most-common-allergies/allergy-in-children/