Laktoz intoleransı
Ataşehir-1 Şube: Pazar 08:30 - 17:00
Bodrum Şube: Hafta İçi 08:30 - 17:30 / Cumartesi 08:30 - 16:30
Laktoz intoleransı
Laktoz (süt şekeri) birçok gıdada bulunan, normalde ince bağırsakta laktaz enzimiyle bileşenleri olan galaktoz ve glikoza parçalanan bir disakkarittir. Yalnızca, monosakkarit olan bu moleküller ince bağırsak duvarı boyunca emilebilir.
Laktaz enzimi eksikliğinde, laktoz yıkılamaz ve dolayısıyla emilemez. Laktoz, sindirilmemiş olarak kolonda kalarak normalde orada bulunan bağırsak bakterilerince fermente edilir. Bu nedenlerle, laktoz intoleransı enzim yetersizliğine bağlıdır ve immün sistemin süt bileşenlerine karşı reaksiyon verdiği süt alerjisiyle karıştırılmaması gerekir.
Laktoz intoleransı olan hastalarda semptomlara neden olan faktörler nelerdir?
Sindirilmemiş laktoz molekülleri kolonda karbon dioksit (CO2), kısa zincirli yağ asitleri, hidrojen ve metan gibi bakteri fermantasyonu ürünleriyle sonuçlanmaktadır. Laktoz molekülleri ozmotik olarak aktiftir de. Bu süreçlerden kaynaklanan gazlar ve kolonda içeriye ozmotik olarak indüklenen su akışı aşağıdaki semptomlara neden olur:
- Şişkinlik
- Gaz oluşumu
- Meteorizm (karnın davul gibi gerginliği)
- Kramplı mide ağrısı
- İshal
İnce bağırsakta meydana gelen azalmış glikoz emilimi, aynı zamanda geçici olarak yorgunluk semptomlarına neden olabilir.
Laktoz intoleransında, genetik olan primer form ile sekonder olan kazanılmış form daima ayırt edilmelidir; çünkü bu ayırım tedavi için kritiktir.
Primer (yetişkin) laktoz intoleransı dünya çapında en sık rastlanan enzim yetersizliğidir
Tüm memelilerde olduğu gibi insanlarda laktazın üretimi, anne sütünden kesilme sonrası azalmaktadır. Yoğun süt çiftçiliği yapan toplumlarda, yaklaşık 7500 yıl önce mutasyon taşıyıcılığı bakımından yaşam boyu süren laktaz sürekliliğini sağlayan koruyucu mutasyonlar gelişti. Avrupa’da laktozun yaşam boyu tüketimine yönelik bir adaptasyon olarak, DNA’daki laktaz geninin -13910. pozisyonunda bulunan sitozin (C→ laktaz üretiminde azalma), timidinle yer değiştirdi (T → laktaz sürekliliği).
Alman popülasyonunun yaklaşık %75’inde bu gen varyantı mevcut olduğundan Almanya’da primer ve sekonder laktoz intoleransı ayrımının doğrulanması gerekliliği ortaya konmuştur.
Bu koruyucu mutasyonu taşımayan hastalarda laktaz üretimi yaşam süresince azalmaya devam etmektedir. Dolayısıyla, popülasyonunun %25’inin yaşamı boyunca laktoz intoleransı geliştireceği varsayılmaktadır.
Yeni analitik yöntemler sayesinde daha yüksek duyarlılık
Bugün, %25 figürünün fazla tahmin edilmiş olduğunu biliyoruz; çünkü genellikle araştırılan -13910 C → T mutasyonu tek başına laktaz üretiminin sürekliliğinden sorumlu değil. Avrupa’daki gelişime paralel olarak, diğer bölgelerde de süt şekerinin yaşam boyu tüketimine yönelik adaptasyonlar gelişti. Laktaz genindeki laktaz sürekliliğiyle ilgili diğer genetik varyantlar, -13907 C → G, -13913 C → T, -13914 G → A, ve -13915 T → G polimorfizmleridir.
Bu genetik varyantlar, laboratuarımızda incelenen vakaların yaklaşık %10’unda ortaya çıkmaktadır.Yani bu ek mutasyonlar Alman nüfusunda da mevcuttur. Bu gerçek, analitik teknolojinin son teknoloji olan DNA dizilemesine doğru değişmesiyle sonuçlanarak tartışmasız biçimde tüm sorumlu mutasyonların tespit edilmesine yol açmıştır. Sonuç olarak, hastaların ek %10’unda (bir başka) koruyucu mutasyon belirlenebilir.
Bunun anlamı, Almanya’da popülasyonunun yaklaşık %15’inin primer (genetik olarak belirlenmiş) laktoz intoleransından muzdarip olduğudur. Bugün, genetik test, genetik yatkınlığın güvenilir şekilde primer (genetik) laktoz intoleransına atfedilebilmesine olanak sağlamaktadır
Şekil: Laktaz üretimi
Tüm memelilerde olduğu gibi insanlarda laktaz üretimi normalde sütten kesilme sonrası yavaş yavaş azalmaktadır. Süt şekerinin yaşam boyu tüketilmesine yönelik bir adaptasyon olarak, her nasılsa, koruyucu mutasyonlar olan 13910 C → T, -13907 C → G, -13913 C → T, -13914 G → A ve -13915 T → G mutasyonları gelişmiştir. Her birisi yaşam boyu süren laktoz sürekliliği getirmektedir. Biz laboratuarda hastanın bu genetik varyantlardan herhangi birisini taşıyıp taşımadığını bulmak üzere test yapıyoruz.
Laktoz intoleransının sekonder formunda laktaz üretimi genetik sebebiyle değil, altta yatan başka bir hastalığın sonucu olarak azalmıştır.
Sekonder laktaz yetersizliği kendisini örneğin, hücre bölünmesini durdurucu tedavi veya antibiyotik tedavisi verildiği zaman ya da Çölyak veya Crohn hastalığı olan kişilerde ince bağırsak epiteline (laktazın sentezlendiği yere) zarar vermek olarak gösterebilir.
İkincil nedeni olan laktaz yetersizliği geçicidir ve bağırsak epiteli yenilendikten sonra tekrar düzelebilir. Mevcut laktoz intoleransını doğrulamak amacıyla tanıda laktoz yükleme testi kullanılmaktadır.
Şekil: Laktozun uygulanmasını takiben kan şekerinde hiç artış yok ve semptomların gelişimi laktoz intoleransını belirtiyor. Diyabetes mellituslu veya anormal bakteri kolonileşmesi olan hastalarda yalancı negatif sonuçlar ortaya çıkabilir. Hastalıklar ve gastrik boşalma sonuçları etkileyebilir- mideden hızlı geçiş yüksek kan şekeri değerleriyle, yavaş geçişse düşük değerlerle sonuçlanır.
Sadece genetik test primer ve sekonder laktoz intoleransı arasındaki farkı gösterebilir.
Primer ve sekonder laktoz intoleransı arasındaki farkı göstermek amacıyla genetik test kullanılabilir. Bu sebeple, laktoz intoleransı genetik testi, laktoz yükleme testinde pozitif çıkan tüm durumlarda takip testi olarak tavsiye edilmektedir.
Bunun terapötik önemi çok fazla çünkü primer laktoz intoleransı formu olan hastalarda tek muhtemel tedavi laktozsuz diyet veya düşük laktozlu diyet, ya da hayat boyu laktaz preparatları kullanmaktır. Oysa laktoz intoleransının sekonder formu olan hastalarda bu tedavi, yalnızca bağırsak epiteli rejenere oluncaya kadar yani nedenin ortadan kalkmasını takiben ve altta yatan hastalık tedavi oluncaya kadar gereklidir. Sekonder laktoz intoleransı durumunda yaşam boyu süren laktozsuz diyet gerekli değildir.
Belirgin klinik semptomlar varsa, yükleme testine alternatif olarak hasta için stres sebebi olmayan laktoz intoleransı genetik testi de laktoz intoleransının ayırıcı tanısında kullanılabilir.
Sekonder laktaz yetersizliğinin sebebi çoğunlukla kronik inflamatuvar bağırsak hastalıklarıdır
Sekonder laktaz yetersizliğinin muhtemel nedenleri olarak, süt ürünleri alerjilerini ve bununla ilgili disbiyozları bir kenara bırakırsak en başta kronik inflamatuvar barsak hastalıklarının ekarte edilmesi gerekir. Crohn hastalığı veya ülseratif kolitten şüpheleniliyorsa, genetik belirteçler olan NOD2’nin ve ATG16L1’in belirlenmesi faydalı olabilir. Crohn hastalığında biriken, doğrulanabilir ASCA ve pankreatik asiner hücre otoantikorları ya da goblet hücresi otoantikorları ile pANCA ile ilişkili ülseratif kolit laboratuar testleriyle belirlenebilir.
Çölyak hastalığının tanısı hakkında ayrıntılı bilgi için
Gerekli örnek materyaller
Genetik laktoz intoleransı testi:
2 ml EDTA’lı kan.
Kan numunesinin laboratuara taşınması kargo&kurye yoluyla yapılabilir. Genetik test için hastanın imzalı onamı gerekmektedir.
Diğer sorularınız için lütfen 0212 314 4095 numaralı telefonu arayarak veya www.synevo.com.tr üzerinden Online İletişim formunu doldurarak yada [email protected] adresine mail ile bizimle irtibata geçebilirsiniz.
Laktoz Yükleme Test Prosedürü:
En az 8 saatlik sabah açlığı sonrası hastaya 50 g veya 2g/kg (maksimum 50 g’ı geçmeyecek şekilde) laktoz 250 ml su içinde eritilerek 5-10 dk içinde içirilir. (0, 15, 30, 60, 90, 120. dk’lar da kan örneği alınır. Test süresince hastanın herhangi bir şey yeme ve içmesine izin verilmez (sakız dahil).
Not: Diyabetik hastalarda ve 6 yaşından küçük çocuklarda test uygulanmamaktadır.
Literatür
- Imtiaz et al. (2007). The T/G 13915 variant upstream of the lactase gene (LCT) is the founder allele of lactase persistence in an urban Saudi population. J Med Genet. 44(10):89.
- Ledochowski et al. (2003). Laktoseintoleranz. J Ernährungsmed. 5(1):7-1.
- Mattar et al. (2012). Lactose intolerance: diagnosis, genetic, and clinical factors. Clin Exp Gastroenterol. 5:113–121.
- Nilsson &Olsson (2008). Simultaneous genotyping of the three lactose tolerance-linked polymorphisms LCT -13907C>G, LCT -13910C>T and LCT -13915T>G with Pyrosequencing technology. Clin Chem Lab Med. 46(1):80-4.
- Tishkoff et al. (2007). Convergent adaptation of human lactase persistence in Africa and Europe. Nat Genet. 39(1):31-40.
Ülkesi
Merkezi