Müllerian inhibe edici madde olarak da bilinen antimüllerian hormon (AMH), glikoprotein yapıda bir hormonudur. Erkek hastalarda testisteki Sertoli hücreleri tarafından, kadın hastalarda ise yumurtalık granüloza hücreleri tarafından üretilir. AMH serum konsantrasyonları 2 yaşın altındaki erkek çocuklarda yüksektir ve daha sonra keskin bir düşüşle ergenliğe kadar giderek azalır. Kadın bireylerde serum AMH konsantrasyonları doğumda çok düşüktür, ergenlikten sonra zirveye ulaşır ve daha sonra yaşla birlikte giderek azalır ve sonunda menopozda tespit edilemez hale gelir.

Kadınlarda AMH, yumurtalık rezervinin bir belirteci olarak kabul edilir. İnfertilite ve yardımcı üreme protokollerinde yumurtalık rezervi ve yanıt verme yeteneği de dahil olmak üzere yumurtalık durumunun değerlendirilmesinde kullanılır. Adet döngüsü sırasında önemli dalgalanmalar gösteren diğer yumurtalık rezervi belirteçlerinin aksine, serum AMH konsantrasyonlarının nispeten stabil olduğu gösterilmiştir. Daha yüksek AMH konsantrasyonuna sahip kadınlar, yumurtalık stimülasyonuna daha iyi yanıt verir.

Erken yumurtalık yetmezliği de dahil olmak üzere menopoz durumunun değerlendirilmesinde kullanılır.

Bebeklerde ve çocuklarda testis fonksiyonunun değerlendirilmesinde kullanılır.

AMH ölçümleri, interseks durumları veya belirsiz cinsel organları olan bebeklerde testis varlığını ve fonksiyonunu değerlendirmek ve erkek bebeklerde kriptorşidizm ile anorşiyi ayırt etmek için yaygın olarak kullanılır.

Antimüllerian hormon salgılayan yumurtalık granüloza hücreli tümörleri olan bireylerin izlenmesinde önemlidir.

Yumurtalık tümörlerinin yaklaşık %10'unu oluşturan yumurtalık granüloza hücreli tümörleri olan bazı bireylerde serum AMH konsantrasyonları artar.

AMH seviyeleri için normal aralık, testi yapan laboratuvara ve cinsiyet ve yaşa bağlı olarak değişebilir.

Tipik olarak, 1,0 ila 4,0 ng/mL arasındaki AMH seviyeleri üreme çağındaki kadınlar için normal kabul edilir.

Bununla birlikte, AMH seviyelerini diğer doğurganlık testleri ve yaş ve tıbbi geçmiş gibi faktörlerle birlikte yorumlamak önemlidir.

Aşağıdaki ilaçlar test sonucunu etkileyebilir:

Cetrotide (Cetrorelix), Ovitrelle, Endometrin (Progesteron) ve Follistatin. Son iki hafta içinde bu ilaçlardan 1 veya daha fazlasını alan hastalardan alınan örnekler analiz için uygun değildir.

Yüksek AMH Seviyeleri:
Normalin üst sınırında AMH seviyeleri genellikle daha fazla sayıda kalan folikül ve daha yüksek yumurtalık rezervine işaret eder. Bu, yumurtalık stimülasyonuna iyi bir yanıt olduğunu gösterdiğinden, tüp bebek (IVF) gibi doğurganlık tedavileri için avantajlı olabilir.

Bununla birlikte, çok yüksek AMH seviyeleri polikistik over sendromu (PCOS) gibi düzensiz adet döngülerine, kısırlığa ve diğer sağlık sorunlarına yol açabilen durumlarla ilişkili olabilir. Polikistik over sendromlu bireylerde AMH konsantrasyonları yaşa uygun referans aralığı değerlerinden 2 ila 5 kat daha yüksek olabilir. Bu kadar yüksek seviyeler anovulatuar ve düzensiz döngülerin habercisidir.

Gonadotropin uygulamasından sonra yumurtalık hiperstimülasyon sendromu riski taşıyan kadınlarda AMH konsantrasyonları önemli ölçüde yükselebilir.

Düşük AMH Seviyeleri:
Düşük AMH seviyeleri azalmış yumurtalık rezervine işaret eder, bu da kalan folikül miktarının azaldığını ve doğurganlığın potansiyel olarak azaldığını gösterir.

Düşük AMH seviyelerine sahip kadınlar doğal yollarla gebe kalmakta zorluklarla karşılaşabilir ve IVF gibi yardımcı üreme teknolojilerine ihtiyaç duyabilirler.

Düşük AMH seviyeleri, yumurtalıkların 40 yaşından önce normal şekilde çalışmayı bıraktığı, kısırlığa ve diğer hormonal dengesizliklere yol açan bir durum olan prematüre yumurtalık yetmezliğinin (POI) de göstergesi olabilir.

Menopozdaki kadınlar veya kanser kemoterapisi sonrası da dahil olmak üzere herhangi bir nedenden dolayı erken yumurtalık yetmezliği olan kadınlarda anti-Müllerian hormon (AMH) seviyeleri çok düşüktür.

Kısırlık ya da erken menopoz şüphesi durumunda da AMH düzeyleri düşük bulunur.

Bu testler, bireyin üreme sağlığının kapsamlı bir şekilde anlaşılmasına ve uygun bir tedavi planı geliştirilmesine yardımcı olur.

Kriptorşidizmden şüphelenilen erkek çocuklarda, ölçülebilir bir AMH konsantrasyonu inmemiş testislerin göstergesidir, saptanamayan bir değer ise anoorşi veya fonksiyonel yetmezliğin bir göstergesi olabilir.

Klinefelter sendromu, obstrüktif olmayan azospermi ile başvuran erkeklerin yaklaşık %10 ila %12'sinde görülür. Bu hastalarda serum AMH konsantrasyonları puberteye kadar referans aralığındadır ve sonrasında AMH konsantrasyonları anormal derecede düşük veya saptanamayan seviyelere düşer.

Bazı durumlarda, ilk bulguları doğrulamak ve zaman içinde yumurtalık rezervindeki değişiklikleri izlemek için birkaç ay sonra AMH testinin tekrarlanması önerilebilir.

Bir kadının AMH seviyelerinin düşük olduğu tespit edilirse, bir üreme endokrinoloğu veya doğurganlık uzmanına danışmak çok önemlidir. Doktor, yumurtalık fonksiyonunu ve genel doğurganlık durumunu değerlendirmek için başka testler önerebilir. Sağlıklı kilonun korunması, sigaranın bırakılması ve stres yönetimi gibi yaşam tarzı değişiklikleri de doğurganlık sonuçlarını olumlu yönde etkileyebilir.

AMH testi, bir kadının yumurtalık rezervi hakkında değerli bilgiler sağlar ve doğurganlık tedavisi kararlarını yönlendirmeye yardımcı olabilir.

Yüksek AMH seviyeleri iyi yumurtalık rezervine işaret ederken, düşük seviyeler doğurganlığın azaldığını gösterebilir.

Düşük AMH seviyelerine sahip bireylerin tedavi seçeneklerini keşfetmeleri ve gebe kalma şanslarını optimize etmeleri için bir doğurganlık uzmanına danışmaları önerilir. Özetle, AMH seviyeleri doğurganlık potansiyeli hakkında fikir verebilirken, bulmacanın sadece bir parçasıdır. Her bireyin ihtiyaçlarına ve koşullarına göre uyarlanmış kişiselleştirilmiş bir tedavi planı geliştirmek için bir doğurganlık uzmanı tarafından kapsamlı bir değerlendirme yapılması şarttır.